Bu sabah(15 mayıs)apartmanımızda bir daireye hırsız girdiği farkedildi.Apartman yöneticisi saat 10:09 da cep telefonuyla hemen 155 i aradı ve hırsızlık olayını ve adresi bildirdi.Sonraki 1 saat içinde cereyan eden olaylar sırasıyla şöyle;
-155 i aradığımız cep telefonuna 3 kez çağrı bırakıldı.Telefon sadece 2 kez çalıp kapatıldığı için yanıt veremeden telefon kapanıyordu.Olayın paniği ile herkes hırsızlık yapılan dairenin önünde toplanmış konuşuyordu ve arayanın kim olduğunu merak etmek gibi bir durum ilgi alanımıza girmiyordu.Sonra tekrar telefon çaldı açtık ve karşımızda bir polis memuru.Telefonu çaldırıp çaldırıp kapatan polismiş!
-Yöneticiye ulaşması için polise farklı bir numara verdik.Ama polisin önceki çaldırıp kapatmalarından dolayı şüpheye düştük ,aramayacağını düşünüp kendimiz yöneticiyi haberdar ettik ve polisin numarasını verdik.Aynı hareketi bu arada polis yöneticinin cep telefonuna da yapmış!
-Yöneticimiz, polise olay yerine gelmelerini ve tespit yapmaları gerektiğini söyledi.Polisin yanıtını siz tahmin edin.Yanıt şu'sizin aracınız var mı gelip bizi alabilir misiniz?Biz gelemiyoruz'
-Saatler sonra polisler olay yerine gelmişler ve zavallı soyulan teyzeye demişler ki'ben bir polisim ve benim evime de hırsız girdi.Hem çalınan önemli birşey yok bu nedenle yapacak birşey de yok'
Kıssadan hisse aşağıdaki 1 mayısla ilgili mesaja bakın.Ülkesinin çalışan, işgören, üreten vatandaşına aşağıdaki uygulamayı hak gören polis.Bizim paramızla,vergilerimizle bize hizmet vermesi gereken ,koruması gereken güvenliğimizin bekçisi olan polis hırsızlar karşısında böyle aciz böyle cesaretlendirici böyle haksız ve vatandaşı mağdur ve kırgın hissettiren bir yaklaşıma sahip.
Yazıklar olsun.Bu ülkeyi bu duruma getirenlere,bu akılsızlığa, bu küçük düşürülmeye.
Ek bir not eklemek istiyorum.Üzerinde savaş uçaklarıyla ,askerleriyle ve helikopterleriyle boğaza demirlemiş ve montreux anlasmasini Cumhurbaskani ozel izniyle delip gecen Kralice'nin gemisine bir vatandas olarak razı değilim.Bunu da buradan protesto ediyorum.Buna hangi akıl hangi vicdan hangi vatan sevgisi ve ülkesine saygısı olan insan izin verir.Ben bir vatandaş oalrak razı değilim ve protesto ediyorum.Kimsenin bu konuyu konuşmamasına ve rahatsız olmamasına da hayretle, ibretle bakıyorum.
Madem Cumhurbaşkanı montrouex anlaşmasını delecek güce sahipti neden bu gücünü boğazlardan geçen gemilerden artık ücret alınmasına karar vermek için göstermedi.Geçen gemiler ve tankerlerden ,kılavuz bile almayan gemilerden dolayı geçmişte başımıza gelen olayları düşününce ne kadar risk altında olduğumuzu idrak etmek için dahi olmaya gerek yok.
Cuma, Mayıs 16, 2008
Cumartesi, Mayıs 03, 2008
Yoksulluk ve Adaletsizliğe Hayır sözüne hükümetin yanıtı
Başbakan,İstanbul Valisi ve İstanbul emniyet müdürü istifa etmelidir.Olayları bilerek ve isteyerek bu noktaya taşıdılar ve gereksiz şiddet göstererek vatandaşın yükselen sesini susturup korkutmak için fırsat olarak kullandılar.
Kimse korkmuyor kimse yılmıyor boşuna umutlanmayın.Hepsinin hesabını tarihin önünde vereceksiniz.Bir gün gelecek bu ülke adaletli ve dürüst insanlar tarafından yönetilecek, siz ve sizin gibiler tarihten yokolup gidecek ve geri dönmemek üzere silineceksiniz.O gün yakındır.Adaleti sağlayamayan ve adaletten şüphe duyulmasına yolaçan bir hükümet , devletine de halkına da hükmedemez.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)